7 Ocak 2007 Pazar

AB’NİN DİJİTAL MAL VE HİZMET SATIŞLARINA İLİŞKİN YENİ KDV REJİMİ

Av. Ali Osman Özdilek, Haziran 2003, Montreal

7 Mayıs 2002 tarihinde çıkarılan 2002/38/EC[1] sayılı AB Konseyi Direktifi ile öngörülen dijital mal ve hizmet satışlarında yeni katma değer vergisi rejimi 1 Temmuz 2003 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanılacak.

Aslında bu direktif, 1977 yılında çıkarılan 77/388/EEC sayılı radyo ve televizyon yayınları ile bazı elektronik olarak sağlanan servislere uygulanacak KDV rejimini düzenleyen direktifte bazı değişiklikler yapmakta ve 77 tarihli direktifin bugünkü dijital mal ve hizmet satışlarına uygulanabilirliğini sağlamaktadır.

AB’nin bu KDV düzenlemesi AB’nin en büyük dijital mal ve hizmet sağlayıcısı olan ABD’ye karşı bir manevrası olarak değerlendirilmiş ve ABD ile AB arasında bir vergi savaşından sözedilmiştir. Gerçekten de AB’nin bu düzenlemesi ABD karşısında ekonomik bağımsızlık kazanma ve güçlenme çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

1 Temmuz 2003’ten itibaren uygulanmaya başlanacak olan bu yeni rejimin özellikleri nelerdir?

Direktife göre AB dışında kurulmuş olan ve AB’deki tüketicilere dijital mal ve hizmet ( download edilebilir yazılım, video, müzik gibi) sağlayan firmaların, bu tarihten itibaren bu satışlar üzerine KDV ilave etmeleri gerekecek.

Bilindiği gibi KDV mal veya hizmetlerin sağlayıcısına yüklenmiş olan bir vergi. Normalde satıcılar bu vergiyi nihai olarak alıcılara yüklüyor ve KDV’nin hesabını ilgili AB vergi otoritesine veriyor. KDV oranı AB’de %15 ila %25 arasında değişiyor. KDV satış merkezli bir vergi olduğu için idaresi ve toplanması genellikle satıcının veya bazen alıcının fiziksel olarak varolduğu veya başka bir deyişle satış işleminin gerçekleşmiş olduğu kabul edilen yere bağlı. Bu durum da aşağıda belirteceğimiz gibi AB dışı firmalar için bazı zorluklar doğuruyor.

Direktif uygulanan iş modellerine göre farklı sonuçlar doğuruyor bu sebeple konuyu B2C’ler ve B2B’ler açısından farklı olarak ele almak gerekiyor.

B2C Faaliyeti ( Firmadan Tüketiciye ) :

Mevcut kurallar gereği AB dışındaki bir firma AB’de bulunan müşterilerine yaptığı mal ve hizmet satışları üzerine KDV eklemek zorunda değiller. Fakat yeni kurallar gereği artık KDV oranlarını satış fiyatlarına yansıtmak zorundalar.

Burada özellikle ABD firmalarının itiraz ettikleri nokta ortaya çıkıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi KDV oranları her AB üyesi devlete göre değişiyor. Örneğin bir ABD firması Fransa’da mukim tüketicilere yapacağı dijital mal ve hizmet satışlarında %19,6, İngiltere’de mukim tüketicilere yapacağı satışlarda %17,5 ve İsveç’te mukim tüketicilere yapacağı satışlarda %25 oranında KDV uygulamak zorunda kalacak.

Bu durumda ise bu ABD firması tüketicilerinin mukim olduğu her AB üyesi devlette KDV mükellefi olmak zorunda kalacak. Bu sakıncayı giderebilmek için bir “özel plan” adı verilen uygulama getiriliyor. Buna göre AB dışı bir firma kendi seçtiği bir AB üyesi devlette KDV için kayıt olabilecek ve KDV ile ilgili tüm işlemlerini bu üye ülke nezdinde yapması mümkün olabilecek. Bu üye devletteki ilgili vergi otoritesi de daha sonra bu firmanın tüketicilerinin mukim olduğu üye devletlere KDV’yi dağıtacak. Fakat AB dışı firmaların dijital mal ve hizmet satışlarına uygulayacağı KDV oranları ülkelere göre işlemeye devam edecek.

Buradaki sorunla bağlantılı bir başka sorun ise AB dışında kurulu olan firmaların nerede KDV’den sorumlu olduklarını ve buna göre KDV’yi uygulayıp uygulamayacaklarını ve eğer KDV uygulamak zorunda iseler hangi oranda uygulamaları gerektiğini belirleyebilmeleri için tüketicilerin yerini saptamaları zorunluluğudur.

B2C satışlarda bir tüketicinin yeri konusundaki kişisel beyanı, aşağıdaki şartlardan herhangibirinin karşılanmış olması durumunda kabul edilebilir olacak:

· Tüketicinin posta adresine mallar başarıyla teslim edilmişse.
· Ödemeyi kabul ederken tüketicinin ev adresi ve ödeme adresi karşılaştırılıp doğrulandıysa ( veya doğrulanmadıysa tatmin edici alternatif bir kanıtın sağlanmış olması durumunda ).
· Coğrafi yerleşim yazılımı veya tescilli yazılım kullanılıyorsa.
· Hizmetin tüketildiği yeri saptamak için kurulmuş sistemler kullanılıyorsa.

B2B Faaliyetleri :

AB dışındaki firmalarla AB firmaları arasındaki firmadan firmaya işlemlere KDV uygulanmıyor. AB firmaları kayıtlı oldukları ülkede kendilerine yapılan satışlar için KDV’den sorumlu oluyorlar. Bu durumda da AB dışındaki firmalar B2B işlemlerinde KDV ile yükümlü olmuyorlar.

Yeni kurallara şu hizmetler örnek niteliğinde verilmiştir ( ek-L ) :

· Web sitesi sağlanması, web hosting’i ve web sitesinin bakımı.
· Müzikler.
· Film, video ve fotoğraflar.
· Yazılım ve yazılım bakım hizmetleri.
· Online haberleri, anlık mesajları, veritabanı erişimini, spor karşılaşmalarının sonuçlarını vb. içeren metinler.
· Kitap, gazete ve dergileri içeren online yayınlar.
· Online oyunlar.
· Online açık arttırma hizmetleri.
· Uzaktan eğitim hizmetleri.

Yeni düzenleme ne gibi problemler doğuruyor?

Bu problemlerden ilki AB dışı bir firmanın farklı ülkelerdeki farklı KDV oranları nedeniyle firmaların farklı KDV uygulamak zorunda olmaları. Oysa AB’de kurulu olan firmalar tüketicilerin yerlerine bakılmaksızın kurulu oldukları ülkede uygulanan oranda KDV yükleniyorlar. Tabii bu durum her zaman bir dezavantaj olarak olarak kabul edilemez. Örneğin AB dışı bir firma Fransa’da bir İsveç firmasına göre daha düşük KDV ile yükümlü olacaktır. Ama her ülke için ayrı oranların uyuglanması ve bunların takibi teknolojik ve idari bazı külfetleri de beraberinde getirebilecektir.

Bir diğer problem ise AB dışı firmaların bizzat ödedikleri “girdi KDV”leri geri alabilmek için daha karmaşık bir prosedüre tabi tutulacak olmalarıdır.

Bu sorunları aşmak için ABD’li hukukçularca düşünülen AB’de bir kuruluşla birleşmek veya AB’de bir şube kurmak da gerek kuruluş maliyetleri gerekse tabi olacağı vergiler açısından pratik görünmemektedir.

Bütün bunlar ABD ile AB arasında bir “vergi savaşı” bulunduğu söylemini daha da güçlendirmektedir. Her ne kadar AB açıklamalarında bazı gerekçeler öne sürülse de ( AB firmalarının dış satımlarında KDV ödemek zorunda olmaları fakat AB dışı ülkelerin zorunlu olmadıkları ve bu sebeple AB firmalarının rekabet güçlerinin azaldığı gibi ) bu uyuglamanın AB’nin ABD’ye karşı denge unsuru olma ve onun etkilerinden kurtulabilme çabalarının bir ürünü olduğu rahatlıkla söylenebilecektir.

Bu sistemin uygulamasının takibi için ise özel bir sistem getirilmiş değildir. Bu sebeple uygulama her ülkenin vergi otoritelerine göre değişiklikler arzedecektir.

Yeni kurallar 3 yıllık bir periyod için öngörülmüştür ( madde 4 ). Bu süreç sonunda uzatılabilecek veya değiştirilebilecektir ( madde 5 ).

Av.Ali Osman Özdilek
12.06.2003, Montreal


[1] Direktifin metnine http://europa.eu.int/comm/taxation_customs/taxation/ecommerce/council%20directive.pdf adresinden ulaşılabilir.